Çocuğunuzun Okula Uyum Sağlaması İçin Yapmanız Gerekenler
Okul dönemi yaklaşırken pek çok ailede, “okulun ilk günü” heyecanı da başladı. Okulun ilk günüyle birlikte hayatında yeni bir döneme adım atacak çocuğunuzun bu döneminde ona nasıl yardımcı olabileceğinizi biliyor musunuz? Hayatında belki de ilk defa, ev dışında yeni bir ortamda tek başına var olmayı deneyimleyecek çocuğunuz için okul hayatı başlangıcı, kişisel gelişiminde önemli bir yer tutan dönemdir. Bu dönemde çocuğunuzun yaşadığı deneyim; kendine güven duygusu, topluma uyum ve okul başarısı gibi temel noktalarda çocuğunuzun tüm yaşantısını etkileme potansiyeline sahiptir. Tam da bu dönemde, yavrunuza doğru bir şekilde yaklaşarak, onun okula alışma sürecini iyi bir şekilde geçirmesine yardımcı olabilirsiniz. Bu yazımızda, Memorial Şişli Hastanesi Psikiyatri Bölümünden Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Uz. Dr. Leyla Benkurt Alkaş çocukların okula uyum sürecinde ailelerin yapması gerekenler konusunda bizleri bilgilendiriyor.
Ayrılık Anını Doğru Yönetmeniz Gerekir.
Çocuğunuzun okulun girişinde elinizi bıraktığı ve çalan zil sesiyle birlikte içeri alındığı ayrılık anı onun hayatında oldukça önemli bir andır. Ayrılık anındaki psikolojiyi etkileyen etmenler; çocuğun o güne nasıl hazırlandığı, okul hakkındaki bilgisi, beklentisi ve okula dair kaygılarıdır. Ek olarak, ebeveynlerin bu ayrılık anında yaşamaları muhtemel korku veya hüzün duygusunu çocuklarına yansıtması onların da psikolojilerini etkiler. Okulun yapısı, çalışanların ve öğretmenlerin davranışı, diğer çocuk ve ailelerin ayrılık anında gösterdiği davranışlar ve son olarak anneyi bir süre göremeyecek olmanın verdiği hissiyat çocuğun ayrılık anı psikolojisini etkileyen unsurlardandır. Okula uyum sürecinin tamamında ve ayrılık anında ebeveynlerin yapması gereken, serinkanlılıklarını korumak ve çocuklarına bu geçişin olağanlığını hissettirmektir. Hüzün veya endişeye bağlı bir ağlama isteği oluşsa dahi, bunu çocuğunuzdan ayrıldıktan sonra yapmanız ve ona yaşadığı bu deneyimin atılması gereken bir adım olduğunu hissettirmeniz gerekir.
Aşırı Korunaklı Büyütülen Çocuklar Okula Alışma Sürecinde Zorlanır.
Herkesin çocuğu onun en değerli varlığıdır. Ebeveynler, evlatlarının ayağı taşa değmesin diye ellerinden geleni yapar. Ancak, çocuğu olumsuz durumlardan korumakla, onu cam bir fanus içinde büyütmek arasında derin bir uçurum vardır. Hayat, inişleri ve çıkışları bulunan engebeli bir yoldur.Çocuğunuz da günün birinde sizlerden bağımsız bir birey olacak ve almış olduğu kararların neticeleriyle yüzleşmek zorunda kalacaktır. Bu bilgiden hareketle, yolun daha en başında, çocuğunuzu bazı basit aktivitelerle, karar alma ve kararların sonuçlarına katlanma yönünden geliştirmeniz gerekir.
Kendi başına yemek yemek, tuvalete gitmek, elbise değiştirmek gibi temel eylemlerin yanında, onlarca oyuncak bulunan mağazadan yalnızca tek bir oyuncak seçmeye zorlamak, eğitici oyunları tek başına veya arkadaşlarıyla oynayarak karar alma yeteneğini güçlendirmek, bebeğinizin hayata daha iyi bir şekilde hazırlanmasına yardımcı olur. Aksi durumda, okul öncesi dönemde hiçbir kararını kendi başına alamamış, yaptığı davranışların sonuçlarıyla yüzleşmemiş bir çocuk, okulun kapısından girdikten itibaren sudan çıkmış balığa dönecektir. Zira, tuvalete gitmek istediğinde, elinden tutup onu tuvalete götüren ya da yemek yerken kaşığı ağzına götüren bir yakını ya da ebeveyni olmayacaktır. Çocuğunuzun böyle bir durumla karşılaşmaması için, gelişim sürecinin içinde, birey olarak hareket etmesini ve karar alma mekanizmasını güçlendirmesini sağlayacak ödevler vermeniz ve ona aldığı kararların sonuçlarıyla yüzleşme becerisi kazandırmanız gerekir.
Okulun Ürkütücü Bulunma Durumu Olağandır.
Bahsettiğimiz üzere, okula başlama eylemi, çocuğunuz için tamamen yeni bir durumdur. Bugüne kadar bildiği ve alıştığı yaşam şeklinde gerçekleşecek değişimler çocuğunuzun farklı dürtülerle beslenen bir korku duygusu edinmesine neden olabilir. Okulu ürkütücü bulma hâli pek çok değişkenden etkilenebilir. Örneğin, mükemmeliyetçi olan ve çok başarılı olduğunu bilen/hisseden bir çocuk, kendisinden daha becerikli çocukların varlığıyla karşılaştığında, sıradan olduğu duygusuna kapılabilir veya öğretmenin kendisiyle yeteri kadar ilgilenmediğini düşünerek hayal kırıklığı yaşayabilir. Tersi bir örnek de, el becerileri gelişmemiş ve/veya herhangi bir nedenle kendisini yeteri kadar ifade edemeyen bir çocuk; arkadaşları veya öğretmenleri tarafından alay konusu yapılacağını ve dışlanacağını düşünebilir.
Çocuğunuzun okulu ürkütücü bulmasının altında yatan temel dürtü, alışmış olduğu konfor alanının dışına çıkmasıyla doğrudan ilgilidir. Evinde dilediği kadar televizyon izleyen, tablet bilgisayarıyla oynayan ve dilediği zaman, dilediğini yapabilme hakkı bulunan çocuk, okulda uygulanan planlı eğitim sürecini sıkıcı ve zorlayıcı bulabilir. Buna ek olarak, çocuğun ruhsal yapısı, karakteristik özellikleri, ev ve/veya aile ile ilgili sıradışı bir gelişme, son zamanlarda yaşanan travmatik bir olay veya en basitinden anneye olan bağımlılık gibi durumlar, çocuğunuzun okulu ürkütücü bulmasına neden olabilir. Böyle bir durumla karşılaşan ebeveynin, çocuğunun endişelerini doğru bir şekilde analiz etmesi ve gerekli durumlarda uzman desteği alarak bu sorunu ivedilikle çözmesi gerekir. Zira, okul ortamı daha en başında ürkütücü bulunursa, ilerleyen dönemde daha büyük problemlerin yaşanmasına neden olabilir.
Okula Uyum Konusunda Anahtar Terim: Güven Duygusu Oluşturmak
Güven duygusu, okulu sevmenin temelinde yatan duygulardan birisidir. Eğer çocuğunuz “artık büyüdüm ve arkadaşlarım oldu; okulda yeni şeyler öğreneceğim; öğretmenin benden istediği ödevleri yapabilirim; yanlış bir şey yapsam bile öğretmenim bana kızmaz ve doğru yolu gösterir; öğretmenim ve ailemin telefon numarasını biliyorum; ihtiyacım olursa derhal benim yanıma gelirler.” ve buna benzer hissiyatlara sahipse, güven duygusu içinde büyük bir heyecanla okula gitmek isteyecektir. Ancak bu saydığımız örneklerin tersi bir hissiyata kapılırsa, okul onun için bir tehlike yuvası hâline gelecek ve günü bir an önce tamamlayıp evine gitme telaşına kapılacaktır. Buna bağlı olarak, olmadık nedenlerden beslenen bahaneler öne sürebilir ve okula gitmeyi reddedebilir. Böyle bir durumla karşılaşan ebeveynlerin, çocuklarının güven duygusu tazeleyecek adımlar atması ve onlara okula gitmenin korkutucu bir şey olmadığını hissettirmeleri gerekir.
İlk 15 Günün Ardından Problem Devam Ederse Uzman Yardımı Alınması Gerekir.
Okula uyum sağlama süreci, bireyden bireye farklılık gösterse de, temel olarak ilk iki hafta içinde tamamlanmalıdır. İki haftanın sonunda, çocuğunuzun erken kalkmaya alışmış olması ve okula gitmeyi artık hayatının bir parçası olarak görmeye başlaması gerekir. İlk 15 günün ardından çocuğunuzun okula uyumluluğu konusunda problem yaşamaya devam ederseniz, okul rehberliğinden ve/veya çocuk psikiyatrisinden destek almanızı öneririm. Zira, okula uyumluluk konusunda yaşanan problemlerin uzun sürmesi, çocuğun uzun yıllar boyunca etkisinde kalacağı bazı olumsuz hisler edinmesine neden olabilir. Bu dönemde, ayrılık anında panik atak benzeri ağlamalar, nefes alamamalar, çarpıntı, okuldan kaça eğilimi, iştahsızlık, uykusuzluk ve bunlara bağlı korku geliştirme eğilimi ve sürekli aileyi arama isteği çocuğunuzun okula uyum konusunda problem yaşadığının belirtileridir. Bu belirtilerin ilk 15 günden sonra da devam etmesi durumunda uzman yardımı almanız gerekir.
Ceza veya Şiddet Sorunları Çözmez.
Çocuk gelişiminin hiçbir aşamasında yeri olmayan ceza ve şiddet yöntemleri, okula uyum konusunda problem yaşayan çocuklarda da başvurulmaması gereken bir yöntemdir. Başta da dediğimiz gibi, her çocuk özeldir ve kendilerine özel bir bakıma ihtiyaç duyarlar. Okula alışma sürecinde yaşanan zorluklar, el birliğiyle, çocuğun gerçek ihtiyaçları belirlenerek çözülebilir. Çözümün zor olduğu bazı durumlarda, ebeveynlerin fazladan ehemmiyet göstermeleri gerekir ve bu ihtiyaç onların da ruhsal durumunu etkileyebilir. Ancak hiçbir şart ve koşul, çocuğu ceza ve/veya şiddet yoluyla eğitmeye çalışmanın bir gerekçesi olamaz.
Okula Uyum Problemi Nasıl Çözülür?
Okula uyum konusunda problem yaşayan çocuklarda çözüm için aile, okul ve psikiyatristin ortak bir çalışma yürütmesi gerekir. Yaşanan bu durumun, tıpkı bir hastalık gibi ele alınması ve gerekenin yapılması yönünde tüm tarafların çaba harcaması gerekir. Bazı durumlarda, yaşanan bu psikolojik problemin ilaçla tedavi edilmesi de gerekebilir. Bu noktada ebeveynlerin; uzman doktorlarına güvenmesi, tedavi için gereken adımları reddetmemesi, okul uyumluluğu probleminin kronik bir soruna dönüşmemesi açısından oldukça önemlidir.
Kaynak: Uzm. Dr. Leyla Alkaş - Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı
Yorumlar
Yorum Gönder